Talep arzın ön şartıdır

İstemek kişiyi hareket ettirir çünkü beyin bu komutu almıştır. Belirlenmiş bir ihtiyaç vardır ve bunu şahıs istemektedir. Bu ihtiyaç için hareket etmek demek, istemenin belli bir seviyeye gelmesi demektir. İnsan önem verdiği ve gerekli gördüğü şeyi ister. Bu da bilmek, tanımak yani anlamakla ilgilidir.

Akıl görmeyince göz görmez

Hasta olduğu halde bunu inkâr edip tedaviyi reddetmek, iç görü dediğimiz farkındalığın olmaması ile ilgilidir. Reddetmek hastalığı yok etseydi herkes hastalığını inkâr eder tedaviyi reddeder böylece iyileşirdi. İnkâr ve red bir kaçıştır fakat ucu kapalı bir lâbirentte kaçıştır. Kaçtığın şey seni kovalıyorsa ve senden hızlı koşuyorsa, sen zaten yakalandın demektir, gerçeklerden kaçış ta aynen böyledir. 

Akıl gıdasız kalırsa ne bulursa onunla beslenir

Akıl, geliştirildiği ve doğru kaynaklardan beslendiği oranda, hakikatin en güçlü sesi ve destekleyicisi olur. Bu sebeple, doğru bilgi, doğru çevre ve doğru tecrübe; akla istikamet gösteren en önemli kaynaklardır. Varacağı yer heyecan duyacağı yer ise, insan yürümez koşar. Bu, varacağı yer ile ilgili bilginin ve onun oluşturduğu inancın gücü ile doğru orantılıdır. Yani bilgi insanın yüreğine dokunursa kabiliyetler açığa çıkar, aratır, sordurur, buldurur ve adım attırır.

Ön adım, istemeyi istemektir

Demek ki talep, bir dizi işlem sonucunda oluşan bir sonuçtur, kararlılığın adıdır. Mü’min Suresi 60. Ayeti kerimesinde Rabbimiz (c.c) , “Bana dua edin, isteyin, duanıza icabet edeyim” buyuruyor. İstemenin, dua etmenin en önemli bileşeni, hem kavli hem fiili dua etmektir. Sadece söz ile istemek yetmez, adım atıp, o istediğinin sana nasip olması için gereken çabayı da göstermek fiili duadır. Eğer bir şahıs bir şeyi istediğini söylüyor fakat onun oluşma şartlarını ihmal ediyorsa, o gerçekten isteme sayılmaz. Bu sene tarlamızda iyi bir mahsul almak istersek, bunun ön hazırlığını yapacağız, tohumu toprağa saçacağız, ondan sonra yağmur için Allah’a (c.c) ellerimizi açacağız.

İnsan değer verdiği şeye koşar, öyleyse koşacağın şeye değer ver

Hangi seviyeden ve ne istiyoruz? İdrak ve anlama seviyemize göre değerlendirir, yorumlar ve bir kanaat sahibi oluruz. İnsanın sorusu bilgi seviyesini ve ona göre ne aradığını ifade eder. İnandıkça kimyamız değişir, dilimiz değişir, yönümüz değişir. Bütün bunları ne kadar güçlü bir imanla yaparsak intibak hızımızda o derece güçlü olur.

Dualarımız hayallerimizin ifadesidir. Bu sebeple, dualarımıza bakalım, o bize ne aradığımızı ve bunun hayata dair ideallerimizle ne kadar örtüştüğü konusunda bilgi verir. Bir şeyi arama gücümüz zayıfsa, bu o konudaki bilgi zayıflığındandır. Tanımak, bilmek ilgi uyandırır, talep ettirir. O halde, bizim ahiret ve dünya hayatımız için ne önemliyse, o konuda derinlemesine arayış içinde olmalı ve bilgi edinmeliyiz. Değilse, sadece sözünü eder ve sonuç bekleriz. Bu da eşyanın kanununa aykırıdır.